Can dostum Esra’nın hayata dair herşeyle ilgili gülümsenecek bir yan olduğunu anlamanıza yardımcı olacak çooooook sempatik, bol bol gülümseten, takip edilesi bir bloğu var. Yazılarına göz atmak için buraya bir tık lütfen.

Geçen sene baktım Esra Sevgililer Günü’nden dem vurmuş, dayanamayıp konuk olarak bloğuna yazmıştım. Sevgililer Günü öncesi sizlerle geçen sene bizim çocuklarla Sevgililer Günü kutlamalarımız dahilinde oynadığımız bir oyunu paylaşmak istedim. İşte aşağıda KAKARAKİKİRİ’de yer alan yazımın tamamı…

Sevgililer Günü’nde Facebook sayfamda “Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun” mesajı yayınladım. Arkadaşlarımdan biri ünlemli bir “Sevgililer Günü’nden nefret ediyorum!” cevabı yazmış. Önce facebook üzerinden cevap yazmayı düşündüm ama vazgeçtim. “Chiara işte! İçi dışı bir” dedim kendi kendime…

Sevgililer Günü bu kadar nefret edilecek bir gün mü gerçekten? Siz Sevgililer Günü’nü kutlamıyorsanız, neden kutlamıyorsunuz? Kutluyorsanız, neden kutluyorsunuz?

Vallahi ben, deliye hergün bayram mantığı ile kutluyorum. Özel günlerde hatırlanmak güzel, hatırlamak da… Doğumgünü olmuş, Sevgililer Günü olmuş ya da Kurban Bayramı olmuş ne farkeder. Sevginizi dile getirmek, sevginizi göstermek değil mi amaç… Peki Sevgililer Günü illa ki sevgilinizle, eşinizle başbaşa mı kutlanmalı?

Hayır! Ben ailemle, yani eşim ve 2 çocuğumla kutladım… Benim için bir Aile Sevgi Günü’ydü. Çocuklara bir hafta önce Salı gününün Sevgililer Günü olduğunu söyleyip, babaları için birşey hazırlamak isterlerse düşünmelerini söyledim. Tabii ki herşey gibi bunu da son güne bıraktılar… Biri kart hazırladı; diğeri tuzluk… Ben de güzel bir yemek yaptım. Çocuklarla sofrayı kurduk ve onlar istedikleri gibi sofrayı süslediler. Kalpler, uğur böcekleri, nazar boncukları, çiçekler…

Eşim işten gelince birlikte sofraya oturduk (hoş işten geç de gelseydi çocuklarla kutlamaya kararlıydım). Eşimin tabağının içinde büyük oğlumun hazırladığı tuzluk, altında küçük oğlumun hazırladığı kart vardı.

Karttaki mesaj : Sinan Ata Biniyor’u okuduğun için teşekkür ederim. (Bir akşam önce yatarken okunan kitabın adı; mesaj  ise çok açık : Seni seviyorum baba!)

Tuzlukta neler mi vardı? Tam ortaya gelen yerde her birimizin ayrı ayrı gülen resmi. Kalan boşluklarda bir kalp resmi ve “Baba seni çok seviyorum”, “Sevgililer günün kutlu olsun”, …… mesajları.

Tuzlukla çok eğlendik. Hayatımın en komik, en eğlenceli ve en verimli Sevgililer Günü oldu. Tuzlukla oynamayı bilirsiniz mutlaka. 4 parçadan birini gösterir, bir sayı söylersiniz… Tuzluğu tutan kişi bir sağa, bir sola tuzluğu parmakları ile açarak söylediğiniz sayıya kadar sayar. Son sayıda gelen yazıda ne yazıyorsa onu yaparsınız. Biz de kimin resmi çıkarsa onun taklidini yaptık. İnanın çocuklar bizi nasıl görüyor, birbirlerini nasıl görüyorlar çok net anladım.

Sevgililer Günü bahanesiyle bir oyun oynadık, çok eğlendiiiik… Çok da öğrendiiiikkk.

Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun. Sevgiliniz olsun olmasın böyle günleri birisiyle kutlamanızı tavsiye ederim…

Esranın da dediği gibi : Gülümsemek herşeyin ilacı, gülecek birşey bulamıyorsan ne acı!

Tuzluk yapımını hatırlamayanlar aşağıdaki resimden faydalanabilir.