Profesyonel bir fotoğrafçı ile resim çektirmek isteyenler nelere dikkat etmeli? Neler giyinmeli? Nasıl makyaj yapmalı?

Özellikle gün ışığının iyi olduğu saatleri tercih etmelisiniz. Yani sabah veya akşamüstü resim için vazgeçilmez saatlerdir. Güneşin direkt vurduğu öğle saati ve güneşin olmadığı akşam saatlerini ışık uygun olmadığı için tercih etmemelisiniz.

Minik bebeklerin gözünü rahatsız etmemek için flaş kullanılmaz. Bu nedenle karanlık yerlerde bebek çekimi yaptırmamalısınız.

Kıyafetlerde koyu renklerden KAÇINMALISINIZ.  “Açık tonlar giyilmesi” dışında makyaj ve kıyafet konusunda aslında sınırlama yoktur diyebiliriz.

En doğal halinizle çekim yaptırmanız resimlerin de görsel başarısını arttırır. Fotoğrafçınız sizi şartlarla zorlamamalıdır. Düşünün bir kere… Canınızdan çok sevdiğiniz çocuğunuza ya da eşinize sevgi dolu gözlerle bakmanız kadar doğal bir şey olamaz ama ya fotoğrafçınız sizden “altın madalya kazanmış bir sporcunun başarı edasıyla bakmanızı” isterse? Biraz abarttık tabii ama doğallığı vurgulamak istedik!

Mümkünse ev yerine bir bahçe ya da parkta resminizi çektirmelisiniz. Yeşilin, doğanın girdiği kareler daha canlı ve güzel çıkar. Işık uygunsa ve balkonda çiçekli bir köşeniz varsa belki de balkonunuz salonunuzdan daha iyi bir çekim mekanıdır.

Peki ya siz bir amatör olarak evde kendi dijital makinenizle resim çekecekseniz?

Aman dikkat! Gün ışığı hep arkadan gelmeli. Güneşe karşı, pencereye karşı fotoğraf çekildiğinde resimler hep karanlık çıkar. Bu, her türlü fotoğraf makinesi ile resim çekmek için altın kuraldır.

Çektiğiniz kişinin (belki de eşyanın, çiçeğin…) önü ve arkasının çok dolu olmamasına dikkat etmelisiniz. Fotoğrafa baktığınızda küçük kızınızı, oğlunuzu, eşinizi, en çok sevdiğiniz saksı çiçeğini görmek yerine bir oyuncak, sehpa ya da başka bir şeyi görmeyi istemezsiniz sanırım.

 

Fotoğraf makinenizin ayarlarıyla oynayabiliyorsanız (makineniz buna müsaitse ya da siz bunu yapmayı biliyorsanız) doğru ışık değerleri ayarlamalısınız ki çektiğiniz fotoğrafın görüntüsü de doğru çıksın.

Bebek ve küçük çocuk resmi mi çekeceksiniz ya da çektireceksiniz yoksa?

Çocuğunuzun ilk doğum günü davetiyesini kendiniz hazırlamak istediniz ve belirlediğiniz konsepte göre resim çekmek istiyorsanız. Haydi kolay gelsin! Bir yaşındaki çocuğunuz tam da istediğiniz gibi bir poz verecektir. Keşke… Özellikle konsept çekimlerinde istediğiniz pozu verdirebilmek için çocuğunuzun uyuyor olması işinizi kolaylaştıracaktır. Uyku vaktini bekleyebilirsiniz ya da onu sakinleştirecek her şeyi kullanarak rahatlamasını sağlamalısınız.

Her bebeğin bir saati vardır. Sizinkinin de vardır mutlaka ve o saati sizden iyi kimse bilemez. İster kendiniz çekim yapın ister profesyonel bir fotoğrafçı ile anlaşın bu saati yakalayın mutlaka. Bebekler çoğunlukla sabah uykudan uyanınca neşelilerdir. Öyle değil mi? Mesela sabah 9 sonrası en uygun saat olabilir. Aman sakın öğle uyku saatine yakın bir saati tercih etmeyin. En huysuz saatleridir mutlaka.

Bebeğiniz diş çıkarıyor olabilir, burnu akıyor olabilir, hastalanmak üzere olabilir. İşte böyle keyifsiz olabileceği her şeyden uzak durmalısınız. Profesyonel bir fotoğrafçı ile randevunuz varsa hemen ertelemenizi tavsiye ederiz.

Fotoğrafı çekilirken bebeğinizin en sevdiği şeyler mutlaka yanınızda olmalı. En ufak dikkat dağılımında sevdiği kitap, çıngırak, gofret vererek keyfini yerine getirebilirsiniz.

Doğum fotoğraflarında BABA!

Babalar daha doğrusu erkekler doğum anından mümkün olduğunca uzak durmaya çalışır. Giderek doğumda eşinin yanında yer alan erkek sayısı artsa da hala hayatın bir gerçeği bu.  Eşinin zoruyla doğumda yer alan, bir de doğum fotoğrafları çektiren babalar, sonrasında “iyi ki oradaymışım” diye anlatmasa bile bunu aklından mutlaka geçirir. Hanımlar eşinizi ikna etmek için www.arzuates.com ‘dan babalı doğum fotoğraf örnekleri gösterebilirsiniz.

Fotoğraf çekme meraklısı babalara bir de tavsiyemiz var.

Doğum fotoğraflarını profosyonel birinin çekmesi gerekir. Çünkü baba, isterse fotoğrafçı olsun, o heyecanı yaşamalı ve fotoğrafla uğraşmamalı; bu işi başka bir göze bırakmalı…

Hepinize ailenizle birlikte kahkaha dolu resimler, kahkaha dolu anılar diliyoruz…

Arzu Ateş Kimdir?

İstanbul Üniversitesi  Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra eğitimini bir üst düzeye taşımak için İngiltere’de Morley College ve London School of Public Relations’a eş zamanlı olarak devam etti. Gönül gözüne takılan her anı dondurmak için yanından ayırmadığı fotoğraf makinesi de onunla birlikteydi. İstanbul’a döndüğünde mesleğini bırakarak, kendisini “Bebek ve doğum fotoğrafçılığı”na doğru götürecek yeni kariyeri için adım adım çalışmaya başladı. İFSAK’ta aldığı eğitimin ardından 137. proje grubunun sergisine pek çok karesiyle katıldı. Yeni kariyerinin  daha başında “tekrarı olamayacak” 8.000’in üzerinde anı ölümsüzlüğe taşıdı…

Şimdilerde o önemli anları ölümsüzleştirmeye devam ederken bir yandan da büyük idealine kavuşmak ve kendi çektiği bebeklerin fotoğraflarıyla bir sergi açmak için gün sayıyor.